Kadınların isyanı
MÜJDE IŞIL- Jordan Peele, “Get Out/Kapan”dan beri korku ve psikolojik gerilim türünde sınıf ayrımını merkez yaptı. Siyahların kendilerini tehdit altında hissetme hâlini filmlerinde alegoriye dönüştürdü. Onun çabası yeni nesil sinemacıları da etkiliyor doğal olarak. Oyunculuk kökenli Zoë Kravitz ilk yönetmenlik denemesi “Blink Twice/Gözlerini Kırp”ta Peele’nin izinden gidenlerden. Ancak ırkçılık üzerine çok önemli bir sorunu ekliyor: Kadına yönelik şiddet ve taciz.
Film, cep telefonundan sosyal medyada gezinen garson Frida ile tanıştırıyor bizi. Frida, Slater King adlı zenginin paylaşımlarından çok etkileniyor ve bir şekilde onunla tanışıyor da. King’in adasında tatile giden genç kadın, buranın rüya değil kâbus olduğu gerçeğiyle yüzleşiyor.
KURT DEĞİL YURT
Senaryoyu da yazan Zoë Kravitz, Peele’nin “Get Out/Kapan”ından fazlasıyla etkilenmişe benziyor. Ancak ilk film senaryosunda konuya girmekte epey zorlanıyor. Filmin ilk saati romantik sularda yüzerken ve tekrar sahnelerle sürerken sonlara doğru asıl mevzuya geliyor. Kravitz belli ki me too hareketine kendi tarzında katkıda bulunmak istemiş. Erkeklerin, kadınları istedikleri gibi kontrol edebildikleri bir düzen yarattıkları adada, kadınların zengin ve yakışıklı Slater King’in gözüne girebilmek için yarışması, toplumlardaki genel kabullerle neredeyse aynı. Film ‘kadın kadının yurdudur’un ‘kadın kadının kurdudur’a evrilmesini de eleştiriyor ki King’in yardımcısı Stacy’de, eril güce karşı boynu kıldan ince bir karakter yaratıyor. Bu rolde, Hollywood’da cinsiyet eşitliği için mücadele eden Geena Davis’i görmek ise izleyiciyi ters köşeye yatırıyor. Filmin sürekli vurguladığı ‘hatırlamak’ eylemi de hepimize bir mesaj. Woody Allen’ları, Roman Polanski’leri, Harvey Weinstein’ları ve nicelerini unutmamamız, unutanlara ya da unutmak isteyenlere hatırlatmamız için…
“Whitney Houston: I Wanna Dance with Somebody”de Houston’ı canlandıran Naomi Ackie ve bu sefer tekinsiz bir karaktere bürünen Channing Tatum’un başrolleri paylaştıkları yapımda, “The Sixth Sense”te ölü insanlar gören küçük Haley Joel Osment’ın yetişkin hâlini izlemek de filmin sürprizlerinden.